" Bir kedi gördüm sanki. " Tweety'in özlü sözüyle başlamak bu yazı için gayet uygun. Berru, etrafında ne zaman bir yabancı görse Tweety'in bu sözüne ithafen alarm moduna geçiyor. Bebeklerde yabancılama olağan bir durum. Ama genel görüş bebeğin yabancılamasını 6. - 8. ay arasında başladığını, 13. - 15. aylarda en üst seviyeye çıktığını ve 18. aydan itibaren azaldığını söylemekte. Biz bunu 2 aylıkken yaşamaya başladık. Bu yabancılama veya ayrılık hissini bizim gibi 2. ayda yaşayanlar da olduğunu okuduk.
Durumu Berru'nun, kayınvalideme verdiği tepkilerle anlayama başladık. Daha sonra arkadaş,eş - dost ziyaretlerinde, doktor kontrollerinde derken Zeynep'in arkadaşlarıyla toplantılarında durum gayet netleşti. Zeynep, bebeklerde yabancılama durumunu Bilinçli Bebek kitabında okuyup bana aktarmıştı. Konuyu araştırmaya başladım.
Psikologlar, bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılayan ebeveynine bağlandıklarını; yabancı, biri kendisiyle ilişki kurmaya kalktığında bebeğin duyduğu korkuya yabancı kaygısı olarak adlandırmış.
Ayrılık veya yabancı kaygısının sağlıklı tüm bebeklerde yaşandığını, verilen tepkilerin ve gelişim düzeylerine göre ortaya çıkış aylarının farklı olduğunu belirlenmiş. Bebeklerle ebeveynleri kendi arasında çok farklı şekillerde iletişim geliştirir. Ve bu iletişim bebeklerden dolayı sözsüzdür. Onun dilini bilen ebeveyn ne zaman uykusu olduğunu ne zaman aç veya acıktığını ne zaman altının ıslak olduğunu bu iletişim sayesinde hisseder ya da bilir. Bu iletişime alışmış bebeğimiz ne zaman ortama bir yabancı girerse ve bu yabancı onunla bir iletişim kurarsa o zaman yabancılama durumu devreye giriyor. Biz bile yazın bir tatil yöresinde, dilini bilmediğimiz bir turistle karşılaştığımızda ne yapacağımızı bilemiyor ve strese giriyorsak bebeğimizde o yabancı ile nasıl bir iletişime geçeceğini bilmediği için bir kaygı durumuna sürükleniyor. O yabancıladığı kişi onunla iletişime geçmezse göz temasını olduğunca az tutarsa bebeğimizin meraklı gözleri hep onun üstünde olduğunu fark edebiliriz.
Kayınvalidem aralıklarla memlekete gitti. Her geliş sürecinde Berru'nun tepkileri, onu yabancıladığını fark ettik. Çözüm olarak bebeğimizin üstüne gitmedik. Yabancıladığı kişi kim olursa olsun bebeğimizi onun kucağına vermedik. Sakinleşmesini sağladık. Beraber hep birlikte zaman geçirmeye, konuşmaya devam ettik. Zamanla bu yabancılaşma durumu ortadan kalkıyor.
+Bebeğin ilk aylarında herkesin kucağında uslu uslu durduğunu daha sonra ise yabancılama hissinden dolayı huzursuzluk yaşadığı anlarda şaşırtıcı bulmak, hatta bu yabanileşti, deyip bu durumdan utanıp kızgınlık hali yaşamak; bebeğiniz ve sizin için kaçınılması gereken bir durum. Tam tersi bu durumu normal bulup onu kucağınıza alabilirsiniz, konuşabilirsiniz ki sesiniz tanıdık gelsin,ona sakince dokunabilirsiniz, yani onunla olduğunu hissettirecek davranışlarda bulunmalısınız.
+Bebeğiniz bir kişinin kucağında veya yanında yabancılık hissi yaşadığında sert, ani , telaşlı hareketlerle o kişinin kucağından ya da yanından bebeğinizi almamak gerekli ki o kişiyle daha sonraki zaman dilimlerinde güvenli bağlanması konusuna katkı sağlamak kolay olsun.
+ Bebeğinize yabancılama hissinin ardından korkma, aa o senin teyzen/amcan/deden, demenin bir faydası yok. Bebeğiniz yaşadığı durumu inkardan başka bir şeye yaramayacak bir söz. Onun yerine bebeğinize onun hissini alayabildiğinize gösterecek söz ve davranışlar gerekli. Oldukça nazik bir şekilde yaklaşmakta fayda var. Korkulacak bir şey olmadığına ikna etmek yerine, yaşadığı korkuya ya da duyguyu anladığınızı bunun gerçek olduğunu hissettirmeliyiz.
+ Yabancılama hissi bebeğinizin ya da sizin asosyal, kalabalık olmayan ortamlarda, yalnız büyümesiyle alakası olmadığını bilmeniz gerekli. Bu durum bebeğinizin bilişsel ve duyuşsal gelişiminin bir parçası. Bebeğinizin sosyalliği açısından herhangi bir sıkıntı yaşatacak bir konu değil yeter ki siz bebeğinize olumlu manada destek olun.
Neler yapılabilir derseniz:
Bebeği doğal yaşam alanından fazla uzak tutmamakta fayda var. Yabancı bir eve/ortama gittiğinde gözleri fıldır fıldır olan bir bebeğiniz var. Acaba ben nereye düştüm, dercesine.
Yabancıladığı kişiyle onun gözleri önünde olumlu bir hava içinde konuşma, yakınlaşma, dokunma yapabilirsiniz.
Onu yabancı kişilerle kısa bir sürede olsa yalnız bırakmamayı deneyebilirsiniz. Süreyi zamanla arttırabilirsiniz.
Güvenli bağlandığı ebeveynleriyle bebek, zamana yayarak az insanlı ortamdan çok insanlı ortama yavaş yavaş alıştırılabilir.
Bol fiziksel temaslı zaman geçirebilirsiniz.
Aldırış etmeyin: Erken yabancılayan bebekler, ileride annelerin eteklerinden ayrılmaz. Asosyal bir bebek olacak bu, biraz yabani galiba. Biraz el içine çıkarın. Ürkek, korkak ve öz güveni düşük bir çocuk olur. İçine kapanık olacak galiba. Arkadaşı olmaz. He, he!
Bebeğinizin ebeveyn dışındakilerden çekinmesi, korkması sizin elinizde olmayan gelişimsel bir süreç. Bu noktada bunun normal olduğunu ve bebeklerimizin bu süreci güvenli bağlanmayla atlaması için bebeklerimize destek olmalıyız.
Not. Biz bugün biraz el içine karıştık. Fotoğrafçı dostumuz Çağrı Selek ve Özel Eğitim Öğretmeni Gökçe Dönmez Hanım'ın 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü için Park Afyon'da açtıkları fotoğraf sergisine katıldık. Emeklerine sağlık. Down Sendromlu bireylere karşı ön yargılarımız bir kenara bırakıp onlarla iletişime geçebiliriz. Belki bize kendilerini tam ifade edemeyebilir ama bizim ne demek istediğimizi anlayacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder