Babaların ağlama karşısında gürültü eşiği annelere göre daha düşük. Bu durumda biz babalar ağlayan bebeği sakinleştirmek yerine, onu hemen anneye verme durumuna geçiyoruz. Bebeğimizin sinir kat sayısı bu sürede daha da artıyor. Onun yerine bebeği sakinleştirmek adına abartılı sesler, daha sonra sakin sesler çıkartsak bebeğin dikkatini başka bir ortama çeksek ve anneye sakinleştirmiş olarak versek hem anne hem bebek için daha sağlıklı olur. Bir de şu var daha önce bahsettiğim annelik hüznüne bilerek ya da bilmeyerek olumlu/olumsuz katkı verebiliriz. Biz sakinleştirmeden verdiğimiz bebeğin annedeki etkisini düşünmek gerekir. Annelik hüznü ( lohusa sendromu etkisiyle) nedeniyle ben bebeğin hep zor anlarında onunla vakit geçiriyorum, diye düşünmesine ve bebeğinden uzaklaşmasına sebep olabiliriz. Güvenli bağlanma için atılan adımlar ters etki yapabilir. Unutmayalım ki bebekler anne ve babanın enerjilerinden etkilenir. Olumsuz bir hava bebeği huzursuz eder. Anne emzirmeden dolayı çok yoğun ve yorucu zamanlar geçirirken bir de bu durumla uğraşırsa evdeki gerilim artacaktır.
Bir araştırma 3 dk.lık bir bebek ağlama kasetini anne babalara dinletmişler. Araştırmadaki gözlemler şu: ilk önce sinirli bir şekilde gülüyorlar, kımıldanmalar başlıyor, sandalyenin veya oturma pozisyonları değiştiriliyor, kasetin sonunda yüzler asılmaya başlıyor. En sonunda bebek ne kadar süre ağladı, sorusu anne babalara soruluyor. Anne babalardan 6 dk. altında hiç tahmin gelmiyor. Bir bebek ağlasa, pek çok insana o süre iki katı uzunmuş gibi geliyor. Sonuçta durum bebeğimiz olunca farklı da tepkiler veriyoruz. Telaşlanıyoruz ya da olduğumuz yere çivilenip kalıyoruz.
Bir araştırma 3 dk.lık bir bebek ağlama kasetini anne babalara dinletmişler. Araştırmadaki gözlemler şu: ilk önce sinirli bir şekilde gülüyorlar, kımıldanmalar başlıyor, sandalyenin veya oturma pozisyonları değiştiriliyor, kasetin sonunda yüzler asılmaya başlıyor. En sonunda bebek ne kadar süre ağladı, sorusu anne babalara soruluyor. Anne babalardan 6 dk. altında hiç tahmin gelmiyor. Bir bebek ağlasa, pek çok insana o süre iki katı uzunmuş gibi geliyor. Sonuçta durum bebeğimiz olunca farklı da tepkiler veriyoruz. Telaşlanıyoruz ya da olduğumuz yere çivilenip kalıyoruz.
Bir de bebeğin ağlaması bizi utandırmasın. Bunun sebebi çevre etkisi. Etrafımızda muhakkak, bu çocuk aç ondan ağlıyor, neden susturamadınız altı mı pis, öyle tutma şöyle tut, diyecek çok insan olacaktır Bu da bizim ebeveyn özgüvenimizi kıracak etki oluşturabilir. Acaba bebeğimi tanımıyor muyum, neden onu anlamıyorum, neden susmadı, bir sıkıntısı mı var, canı mı acıyor acaba deli soruları hemen etrafımızı sarar. Kendimizi etraftan soyutlayıp bebeğimizin ağlamasına odaklanıp onun ne istediğini bulmalıyız. Anne ve babası olarak bebeğimizin dilinden en iyi biz anlarız. Etrafa da bunu kabul ettirmeliyiz. Özür dilememize gerek yok, bu ağlama bebeğin dili, biz sizi dakikalarca dinledik şimdi onu da siz dinlemelisiniz, değil mi ama?
Bizim ev dışı gezmeleri için puset ve portbebemiz var ama ikisinden daha da kullanışlı wrap sling i bulduk. Sling te Berru kendisini anne rahminde gibi hissettiği için huzurlu oluyor ve ağlama, sinir krizleriyle uğraşmadan rahat rahat geziyoruz. Bebeğimizi giyip rahat bir şekilde gezebiliyoruz.
Tracy Hogg bebek ağlaması karşısında oluşturduğu S. L. O. W. (Yavaş) yöntemi var. Öneri şu: anne babalar yavaşlayın. STOP( Durun, sakinleşin ve bebeğin ağlamasının onun dili olduğunu hatırlayın.)
Listen (Dinleyin, bebeğim neden ağlıyor, anlamaya çalışın.) Observe ( Gözlemleyin, bebeğiniz neler yapıyor.) What's up ( Ne olduğunu anlayın ve bebeğinizin ihtiyacını karşılayın.) Çok önemli bir konu biz yeni anne ve babalar çok aceleci ve acemi olduğumuz için bebeğin ağlaması karşısında çaresiz kalıyoruz. O zaman Yavaş yöntemini kullanabiliriz.
Eşimle sık sık yavaşlamak konusunda birbirimizi destekliyoruz. Annelik babalık duygusuyla acele yapılan her davranış bebeğimiz için tehlike oluşturabilir. Dikkatli olmak bizim görevimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder