Üniversite yıllarında bütün geceyi uykusuz geçirebilmek için can atarken, sabaha kadar film izlemek, dost sohbetleri, oyunlar derken sabah ezanının okunuşunu duyup uykuya geçerken; yeni bebeğinizle beraber bütün geceyi ayakta geçirdikten sonra bir an önce uykuya geçmek için can atar hale geliyoruz. Zamana göre ihtiyaçlarımız değişiyor.
Annelere tavsiyem şu ki siz bütün geceyi ayakta geçirirken ihtiyaç halleri dışında bırakın babalar uyusun. Çünkü sabah iş hayatı babalar için ekstra bir yük. İşe bütün gecenin uykusuzluğuyla giden bir erkek, mutlaka sinir katsayısı yüksek halde gidecek ve eve daha da bitik halde gelecektir. Bitik bir babanın evde kimseye bir faydası olmayacaktır. Ama gecenin uykusuzluğu normal bir dağılımla hem anneye hem de babaya dağıldığında iş yükünü de kaldıran baba eve döndüğünde anneye daha çok faydalı olacaktır. Asla bunu çekişme haline getirmemek lazım. Ben uyumuyorum, hayat ve bebeğimiz müşterek o zaman sen de uyuma, dediğimiz an evde huzur, saygı, sevgi ortamı zarar görebilir. Birbirine değer veren eşler zaten fedakardır. Kimse kimsenin hakkına girmez. Bizim için düzen bu şekilde başarılı halde gidiyor. Şiddetle tavsiye edilir.
Ayrıca bebeğiniz uykuya geçtiğinde ebeveynler olarak bizlerde dinlenmeye geçmeliyiz. Öncelik sıramızı bebeğimizin ve kendimizin sağlığı olduğunu düşünürsek evin temizliği, bulaşıklar, ütü vs. bir kenara koyun, kaliteli bir dinleme ve uyku çekin. Hem bebeğinize hem de eşinize daha sağlıklı bir şekilde yaklaşacaksınız. Etrafımızda sözü dinlenen tecrübeli anne babalardan dinlediğimiz bir tavsiye ile yazımı sonlandırayım: "İlk bebeğimde hayatımızın düzenini ilk önce bebek, sonra ev, daha sonra biz şeklinde uyguluyorduk ve artık perişan olma durumuna gelmiştik. Sonra ikinci bebeğimizde hayatımızın düzenini ilk önce bebek, sonra biz, daha sonra ev yapmıştık ve rahatlıkla hem bebeğimize hem kendimize hem de evimize yetecek enerjiyi bulmuştuk."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder