Yol adama çok şey öğretir. Sizlerle babalık yolculuğumu paylaşacağım. Hamilelik ve babalık üzerine bir babanın deneyimlemeleri olacak bu yolda!
1 Ocak 2017 Pazar
Su Tüketimi
Eşimle gebeliği öğrendiğimiz haftadan sonra doktorumuzun tavsiyelerini dinlemeye başladık. Bunlardan bir tanesi su tüketimiydi. Günlük 3 lt su içmemizi tavsiye eden doktorumuz aslında bize zorlu bir görev yüklemekteydi.
Eşim Zeynep ilk 3 ay boyunca filmlerdeki veya diziler gibi bir mide bulantısı yaşamadı. Tabiki bulantısı vardı ama tiyatrovari bir öğürme, tuvaletten çıkmama gibi bir durum olmadı. Bunun kişisel bir durum olduğunun da farkındayım. Her gebelik ve gebenin kendisine has durumları var. Su tüketiminde ilk başta bizi zorlayan kısım, bu bulantı durumuydu. Ama Zeynep'in azmi ile bunu aştık. İlk etapta su tüketimimizi ölçtük. Hesaplama durumu basit, eşimin yanında taşıdığı su şişeleri ile aşağı yukarı kaç lt su tükettiğinin farkına vardık. 1 lt'lik ve 0.5 lt'lik şişeler en yakın dostumuz oldu. Her sabah ona bu şişeleri hazırlama görevi de bana düştü. İşe giderken çantasının yanına bir de su şişeleri için bir çanta daha eklendi. Zamanla su tüketimi ritmini buldu. hatta 3 lt'nin altında kaldığı zamanlarda su içme ihtiyacı kendiliğinden oluştu. ( Limon kabukları atmayıp - iyi yıkanmış olacak kabuklar - su bardağına veya şişelerinin içine attık. Su içimini kolaylaştırdı. )
"Emzirme Sanatı" kitabının bu konu ile iki not aktarayım size. İdrarınızın rengi su tüketimi konusunda bize ipucu verdiğini söylüyor kitap, eğer idrarınızın rengi kavuniçi ile ayva sarısı arasında ise her şey yolunda demek. İkinci kısım ise Doulamız, Ağrısız Doğum Uzmanı Gülten Hanım'ın değişiyle aşk hormonu Osman'ın yani Oksitosin hormonu gebeye ve lohusaya ani susuzluk hissi verebiliyormuş. Bunun için yanınızdan su şişelerini eksik etmeyin. Biz eksik etmedik. Bir de bu sürecin sonucu ani sinirlilik hali de bu susuzluk zamanına eklenirse biz babalar zor durumda kalabiliriz. Her an bakkal,kantin vb. bulamayacağımızdan sarılın su şişelerine derim.
Doğum öncesi su tüketiminde 3 lt. geçmemizin faydasını her kontrole gittiğimizde doktorumuzun kese içi su seviyesini iyi olduğunu söylemesi ile fark ettik. Bu bizi her seferinde motive etti. Kese içi suyun azalması erken doğuma sebebiyet verebiliyor. Diğer konu ise ilk üç ay gebelikte baş belası olan kabızlık. Bunun sebebi ise kullanılan kan ilaçlarının oluşturduğu bir etki. Bu ilaçların yan etkisi olarak okuduğumuzda kabızlık olduğunu gördük. Su tüketmeye başladıktan itibaren bunun etkisinin de azaldığını ve bu sorunu da doğal yollardan atlattık. Kabızlık için doktorumuz ilaç da verdi ama aşırı şişkinlik ve rahatsızlığın ötesine geçmedi bu ilaçlar. Diğer bir sorun ise idrar yolu enfeksiyonları. Gebelik sürecinde ne çektik bu enfeksiyon belasından. Hangi servise veya doktora gittiysek su tüketimini salık verdi. Bu arada bu sürecin en önemli düşmanları etrafınızdaki akıl verenler. Bizim 3 lt. hatta 4 lt. bulan su tüketimini görenler sen deli misin, kıvranmalarına başladı. Böbreklerin iflas eder; hücrelerin şişer; ellerin, ayakların şişerler, başladı. Ortaokul fen bilgisi kıvamında bilgilerle. Biz de bunu ürolog bir doktora sorduk. 3-4 lt. su içiyoruz, böbreklerimizle ilgili bir sıkıntı yaşar mıyız, dedik. Şahsına münhasır bir kişilik olan doktor, ellerini açtı, parmak ucundaki küçük pisliği gösterir gibi görüyor musun bunu, dedi. İşte bu kadar alakası yok, dedi. Bol su içmeye devam dedi. Biz de su içmeye devam ettik. Bu arada Zeynep'in "Emzirme Sanatı" kitabında altını çizdiği yeri not etmenin zamanı geldi: "Kalıptan çıkmış talimatlar kurabiyeler içindir, insanlar için değil." Kesinlikle etrafımızdakilerin kalıp talimatlarından uzak durmalıydık. Gebelik boyunca bunu hep tecrübe ettik. Şimdi ise hala bunu deneyimliyoruz.
Doğum anında ise doktorumuzun keseyi açması sonrası gelen suyun temiz olduğunu söyledi. " Suyun çok temiz görüyor musun" diyerek Zeynep'i motive etmişti. Bu arada suyun temiz olması kaka yapmaması, çocuğun kakasını yemesi gibi durumunun olmadığını söyledi. ( Halk arasında bebeğin kaka yemesi durumu ise anne karnında iken bebeğin mekonyumunu yapması ve bunun içinde bulunduğu suya karışmasıyla doğum sürecindeki bebeğin solunum çabalarında bu pisliğin bebeğin ciğerlerine gitmesi demek olduğunu araştırdıktan sonra öğrendik. )
Doğum sonrası su tüketimi ise anne sütünün %80'inden fazlası su olduğunu öğrenince de önemi bir kez daha arttı. Anne sütünü arttıran en önemli şey su. Diğer besinler anne sütünün kalitesini arttırıyor olduğunu öğrendik. Bebeğimiz her seferinde hangi göğsü emerse o göğüs bittikten sonra eşime su takviyesi yaptık. ( Ayrıca su tüketiminin artmasıyla cildimizde de olumlu yönde değişimi fark ettik.)
Su ile kalın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder