Yol adama çok şey öğretir. Sizlerle babalık yolculuğumu paylaşacağım. Hamilelik ve babalık üzerine bir babanın deneyimlemeleri olacak bu yolda!
12 Ocak 2017 Perşembe
Ellerin Keşfi
Bugün eve geldiğimde Zeynep'le konuşurken Berru'nun ellerini keşfetmeye başladığını söyledi. Akşam Berru'nun eşref saatinde bir baktım ki ellerine odaklanmış bir şekilde gördüm. Şaşı bir şekilde pek çirkin bir görüntü ama bizim için çok heyecanlı bir keşif. Neil Armstrong'un Ay'a çıktığında dediği gibi "Benim için küçük insanlık için büyük bir adım." Bizim için küçük gibi görünen bu keşif, Berru'nun ellerini yavaş yavaş tanımaya başlamasıyla daha da anlam kazanacak.
Zeynep'in net duruşuyla Berru neredeyse hiç eldiven takmadı. Bırakalım etrafını dokunarak tanısın, dokunma duygusu tatmin olsun, dedik. İlk başta benim endişelerim olsa da bunun sebebi de elleri soğuk olabiliyordu. Araştırdığımıza göre bebeklerin elleri, burnu vücuduna göre daha soğuk olabileceğini bunun onun üşümesi anlamına gelmediğini önemli olan göğüs kısmı veya sırt kısmının soğuk olmaması gerektiğini öğrenince biz de eldiven işini hepten bıraktık. Ten tene teması doğum anında başlatmıştık. Doğar doğmaz kordonu kesilmeden ten tene teması sağlamıştık. Şimdi de emerken annesine dokunarak ten tene teması sürdürüyoruz. Bol bol dokunuyoruz ki kendisini güvende hissetsin. Anne rahminden ayrıldıktan sonra tanımadığı bol sesli, bol ışıklı ve uyarıcılı bu yeni dünyaya ten tene temasla alışacak. Daha sonra muhakkak kendi ayaklarının üstünde duracak benim kızım kendisine ve bize güvenerek.
Eldivensiz olunca yüzünü çizmiyor mu, evet çiziyor ama bunun da merhemi anne sütü. Çiziğin üstünü anne sütü ile ovduktan sonra birkaç saate geçmiş oluyor. Ya kızım bir Terminatör ya da anne sütünün bir başka mucizesi.
Ellerini keşfettikçe elini ağzına götürecek, istemli bir şekilde orada tutabilecek, emme refleksini kendince tatmin etmeye başlayacak. Bu da onun kendisini sakinleştirmesini sağlayacak. Zaten anne karnında da elini emiyordu. Hem bedensel hem de zihinsel gelişimi için ellerini keşfetmesi çok önemli.
Sezai Karakoç'un - kızıma ve Zeynep'e bol bol okuduğum Monna Roza şiirinden - mısralarıyla yazımı bitireyim:
"Ellerin ellerin ve parmakların / Bir nar çiçeğini eziyor gibi / Ellerinden belli oluyor bir kadın / Denizin dibinde geziyor gibi / Ellerin ellerin ve parmakların "
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder