Eşim sabah kalkmıştı. Aslında onu iyi tanıdığım için ne yapacağını da önceden kestirebiliyordum. Ben de farklı bir heyecan vardı. Yarı uykulu halden zihin açıklığına ışınlama süreciyle geçiş yaptım. Cem Yılmaz'ın " -Işınla beni Osman. - Işınlayamam abi makine soğuk. " repliğini anımsıyorum bir yandan. Zeynep ile - bilhassa Zeynep - komik videoların, repliklerin, twitlerin hastasıyızdır. Konuyu toplamam gerekirse gebelik testini uygulamıştı. Çift çizginin garip bir şoku vardı üzerimizde. Genel olarak sakin bir çiftiz ama o an yılbaşı gösterilerinin tüm havai fişekler evimizde patlayıvermişti. Japon animelerine dönüşüverdik olduğumuz yerde. Tarifi anlatılmaz bir mutluluk.
İlk dalgayı atlattıktan sonra hemen acil servise mi gitsek deli soruları geldi aklımıza. Haftasonuydu. Sakin olmalıydık ve pazartesiyi bekledik. Çift çizgi doğru söylemişti. Berru'nun gelişinin ilk habercisi...
(Bu arada çift çizgi derken Aslı Kızmaz'ın Çift Çizgi youtube kanalını da burada anmakta fayda var. Zeynep'in severek takip ettiği, kendi hamilelik süreci üzerine Aslı Kızmaz'ın yaşantılarını videoya alıp paylaşmasıyla oluşan bir kanal. Ben de severek tüm videoları Zeynep'le birlikte izledim. İlker Kızmaz'ın yaşadıklarıyla birebir örtüşen yaşantılarla karşılaştığımı fark ettim. Çıkarımım şu: her doğum özeldir ama genel hatlar her doğum için geçerlidir.)
İlk haber ikimizin de sorumluluğunu arttırdı bir anda bunu hissettirdi. Artık halı sahalara, gezmelere, yolculuklara, tatile, bilgisayar başında yabancı dizileri bölüm bölüm seyretmelere, fotoğrafçılık hobimize vb. olağan yaşantımıza bir son mu oluşturacak endişesi oluştu. Ama bunu konuşarak hayatımızdan ödün vermeyelim, hayatımıza devam edelim telkiniyle atlattık. İkimiz arasındaki olumlamalar en iyi ilaçtı. Hep birbirimizi ayakta tuttuk. Babaların en büyük görevi bu olmalı sabırlı bir şekilde eşini ayakta tutacak olumlu havayı estirmek.
Biz bu süreçte - dikkatli olarak - hayatımıza devam ettik. Hatta kızım ilk gezisine Frig Vadisi'ne Yıldız Pozlama etkinliğine katıldı. Mart ayının ayazını düşünün ve vadi havasını. Gecenin bir vakti - bu fotoğraflar 03.00 - 03.30 arasında çekildi. - biz yıldız pozluyorduk. Görsellerdeki fotoğraflar bu etkinlikten Zeynep'e ait, kırık tripodumuzun azizliğine rağmen mutlu etti çıkan fotoğraflar.
Birçok eşimiz dostumuz bizi içten içe eleştirse de hatta kınasa da biz hayatımıza devam ettik.Banaydı - baba ve eş olarak - eleştirilerin büyük kısmı. Bu süreçte anne - baba olarak yalnız olmadığımız anladık(!) ananneler, babaanneler, dedeler, kapı komşunuz kendi çocuğu bizimle yaşıt teyze, başka yerden bir arkadaş, sosyal medyadan tanımadığımız bir takipçi(!) kendi yaşantılarını ve doğrularını bize dikte etmekte bir sakınca görmedi. Hamile olup uzun yolculuklara çıkmamıza; Afyon'dan Bursa'ya, İstanbul'a,İzmir'e daha birçok şehre yaklaşık bu süreçte 20 bin km yol yapmamıza; Doğum öncesi fotoğraflarımızı çekerken fotoğrafçımız Eray Yılmaz'ın yönlendirmesiyle şelaleye girmemize; su soğuk değil mi'lere, hobimiz, zevk alarak uğraştığımız fotoğraf çekme tutkumuzla ilk haftalardan neredeyse son haftalara kadar fotoğraf çekmemize; Zeynep'in fotoğraf uğruna eğilip kalkmalarına;Zeynep'in karnı burnunda hala araç kullanmasına, Dağtaş demeden gezmelere; denizde yüzmelere; doğuma hazırlık olsun diye asansör kullanmayıp merdivenlerle çıkmamıza;1 hafta içinde ikimizin koca evi paketleyip yeni evimize taşınmamıza, Zeynep'in 36. haftaya kadar işe gelip gitmesine daha birçok şeye eleştiriler, yönlendirmeler,akıl vermelerle karşılaştık.
Aslında hepsi kontrolümüz altındaydı. Doktorumuzun yaptıklarımızdan haberi vardı ve takdirle karşılayıp temkinli olmamız kaydıyla teşvik bile ediyordu. Bu kadar hareketin faydasını doğal doğumda gördük. İyi ki hayatımızı kısıtlamadan tadını çıkartarak gebelik sürecini geçirdik. İyi ki hımbıl bir yaşantıyı seçmedik. Dinlenmemiz gereken yerde dinlendik daha sonra devam ettik. Şimdi sıra Berru ile hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek. Yine Yıldız Pozlama fotoğrafıyla yazıyı sonlandırayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder