5 Ocak 2017 Perşembe

Bebeğiniz de Artık Ev Ahalisinden Onunla Konuşun


Bebeğimizi ilk günden itibaren bir birey olduğunu anne baba olarak ilk biz hissetmeliyiz, daha sonra bebeğimize hissettirmeliyiz. Ona dilsiz, halini derdini anlatamayan bir küçük kütle gibi davranmamalıyız. Nasılsa bizi anlamıyor, nasılsa konuşmuyor, nasılsa bizi net şekilde görmüyor'ların ardına saklanmamalıyız. İlk başta bebeğinize ismiyle hitap etmeliyiz ve sonra onunla ilgili ne yapıyorsak önceden konuşarak haber vermeliyiz.(İsimle hitap konusunu 6 aydan sonra yavaş yavaş karşılığını alacağımızı söylüyor kitaplar.)


Biz Zeynep’le Berru’ya karşı bu şekilde davranıyoruz. ( Blogumda da eşimin ve kızımın adını sıklıkla duymanızın sebebi bu söylediğim bilgiyi hayatımın her alanında uygulamamdan kaynaklı. Kişi zamirlerini de kullanabilirdim. Bu, şu’larla da ya da genel ifadelerle de yazabilirdim. Sınıfta öğrencilerime bile ilk dersten itibaren adlarını öğrenip adlarıyla –ki mezun oluncaya kadar – hitap ediyorum. “ Biri sizinle konuşmak yerine siz orada yokmuşsunuz gibi konuşsa veya size hiç söz hakkı vermeden konuşsa ya da sizin rızanız olmadan size dokunsa, kendi sınırlarınızın ne kadar ihlal edildiğini düşünürsünüz? Olan bitenler doğru şekilde açıklanmadığında veya biri sizi hiçe saydığında kendinizi ne kadar öfkeli veya incinmiş hissedersiniz? “ #TracyHogg Ne kadar haklı. Blogta bile onlar yokmuş gibi hareket etmek istemiyorum. O yüzden sık sık isimleriyle anıyorum Zeynep ve Berru’yu. Daha sonra Berru’yla ilgili ne yapacaksak ya Zeynep ya da ben onunla konuşup bilgi veriyoruz. Bunu bir brifing havasında değil tabi,içten geldiği gibi, bebekçe, abartılı yüz ifadeleri ve ses tonuyla yapıyoruz. Aaa bak şimdi senin üstünü değiştireceğiz, annenin sana ldığı cicişleri giyeceğiz, mis olacağız, çok güzel bir kız olacağız deyip üstünü değiştirmeye başlıyoruz. Banyosunda, alt değiştirmesinde, emzirmede aklınıza gelen her aktivitede.Önce oryantasyon. Kesinlikle faydalı. Sanki bizi tam anlamıyla anlıyor gibi huzursuzluk hali azalıyor, gözlerini merakla açıp, bizi izliyor.

Biz babalar için bu aktif bir şekilde konuşma durumu zorlu farkındayım. Bekarlık süreci, ata erkil aile yapılarımız,toplum ve mahalle baskısı, eğitim sistemimiz vs. yüzünden erkeğin kadınla konuşma olanağını hep kısıtlı. O yüzden evliliğin ilk sürecinde karı koca arasında konuşma süreleri,konuları, bu konuların çeşitliliği kadınları tatmin edici seviyelerde değil. Kadınların konuşma konusunda daha cömert olması erkeğin bu defosunu belirginleştiriyor. Kadın konuşmak istiyor; işten, havadan, sudan ama erkekler buna daha hazır değil. Ben de bunun sorununu ilk başta yaşadım, hala zaman zaman da yaşamaktayım. Evliliğimizin başından beri aramızda pozitif bir iletişim, güzel bir muhabbet var. Zeynep sadece bir eş değil benim için,bazen sıkı bir dost,bazen eğlenceli bir ev arkadaşı,bazen pratik bir iş arkadaşı, yani hayatımla ilgili alanlarda birçok şeyi rahatlıkla paylaşabiliyorum onunla. Bu da fıtratım içe dönük olmasına rağmen ona kolaylıkla açılmamı sağlıyor. Zamanla, güvenle, kendi açmakla oluşan bir durum.

Düşünsenize rol model olan bir babanın her gün aynı ritüelle, işten eve gelip yemek hazır oluncaya kadar tv karşısında, yemekten sonra ağırlaşıp yatsı görmeden uykuya dalış modunda olduğunu. Tabiki Türk Erkekleri içine daha kapanık olur. Rol modellerimiz kadınla çokça konuşmaya yorgun adamlar. Bizim hiçbir evremizde kadınla nasıl konuşulur eğitimi olmadığı için bebeğimizle ve eşimizle bol bol konuşmak zorlu bir süreç olarak karşımızda.

Karma eğitimin faydaları burada devreye giriyor. Aslında karma eğitim bizi evliliğimize, ailemize de etki edecek şekilde sosyal bir işlevi de bulunuyor. Mahalledeki, sokaktaki arkadaşlıklarımız, komşuluklarımız, annelerimizin gün misafirlikleri, kreşler, oyun arkadaşlıkları, daha sonra dönemlerde oluşan kız arkadaşlıklarımız hepsi ilerleyen dönemde babalara yani erkeğe pozitif katkı sağlıyor.

Eşinle ve bebeğinle konuşmak, olumlu iletişim kurmak gerçekten emek isteyen bir görev. Emek vermeden yemek olmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder